Aynısefa Otu
14 Ağustos 2012
CROHN HASTALIĞI
24 Ağustos 2013

Kolesterol Nedir 

 Kolesterol yapışkanlı yağımsı bir maddedir. Kolesterol kanda lipoprotein adı verilen  maddelerle taşınır. bu taşıma esnasında taşıyıcılar çoğu zaman tarfikte  yapılan hatalar benzer  hatalar yaparak damarlara zarar vererek damar cidarlarını bozuyorlar. Aslında kolesterol bebekliğimizden bu yana vücudumuzda bulunan bir maddedir. Gelişme çağında gelişmeye yardımcı olan bazı hormonların yapısına girerek gelişmemize yardımcı olmaktadır. Kanda kolestrolu taşıyan lipoprotein adı verilen iki kolesterol vardır. Bunlar HDL VE LDLZaralı olan (LDL) damarın 1-2 duvarına lipoprotein taşır Faydalı olan(HDL)tam tersi damarda biriken zararlı kolesterolü yağların dolaşımına taşıyarak parçalanmasına yardımcı olmaktadır. Şimdi Detaylı inceleyelim.

LDL (Low Density Lipoprotein)

Düşük yoğunluklu lipoprotein (İngilizce karşılığı olan Low Density Lipoprotein`den  LDLZararlı Kolesterol  olarak kısaltılır kanda kolesterol taşıyan bir lipoprotein sınıfına karşılık gelir. Karaciğerde üretilen çok düşük yoğunluklu lipoprotein (İngilizce “Very Low Density Lipoprotein“, VLDL) metabolizması sonucu oluşur. LDL  (Zararlı Kolesterol) tanecikleri 18-25 nm çapındadır, taşıdığı lipitlerin yanı sıra apolipoprotein B-100 apoE proteinlerini içerir. LDL seviyesi ile kalp hastalıkları arasındaki bağlantıdan dolayı sıkça “kötü” kolesterol olarak anılır. LDL`in başlıca işlevi, kolesterol ve trigliserit üreten hücre ve dokulardan bu molekülleri alıp bunlara gereksinimi olan hücre ve dokulara taşımaktır.Kalp hastalıklarındaki rolü LDL`nin kandaki seviyesi ile ateroskleroz, ve dolayısıyla koroner arter hastalığına, inme ve periferal damar hastalıkları ile ilişkilidir. LDL`in taşıdığıkolesterole “kötü” denmesine karşın söz konusu kötülük, bu kolesterolun nereye, nasıl ve ne hızla taşındığıyla ilişkilidir. LDL`de bulunan kolesterol miktarından daha çok bu LDL   (Zararlı Kolesterol) taneciklerinin büyüklükleri ve onların konsantrasyonunun aterosklerozun ilerlemesini etkilediğine dair deliller artmaktadır. En sağlıklı (ve ender) kan profili, küçük LDL`lerin hiç bulunmaması ve az sayıda büyük ebatlı LDL  (Zararlı Kolesterol)taneciklerine bulunmasıdır. Çok sayıda küçük LDL  (Zararlı Kolesterol) taneciklerinin olması, aynı toplamkolesterol konsantrasyonunda ama az sayıda büyük LDLtanecıkleri olmasından çok daha olumsuz sonuçlar doğurur; ateroma büyüme hızı, ateroskleroz ilerlemesi, kalp hastalıklarının ciddiyeti ve ölüm riski daha yüksektir. VLDL, lipoprotein lipaz (LPL) enziminin etkisiyle trigliseritlerini kaybetmek yoluyla kolesterol  içerereğini arttırıp sonunda LDL`ye dönüşür. Yüksek LDL  (Zararlı Kolesterol) seviyesinin kalıtsal bir biçimi familial hiperkolesterolemidir Yüksek LDL seviyesi olması haline hiperlipoproteinemia tip II denir. Amerika`da belirlenen bu sınırlar kalp hastalıklarından kaynaklanan ölüm oranını yılda %2-3 azaltmak amacını güder. Araştırmalar, koroner anjiyoplasti veya bay pas ameliyatına kıyaslaLDL   (Zararlı Kolesterol)düzeylerinin düşürülmesinin kalp hastalığı ölümlerini engellemekte çok daha etkili olduğunu göstermişlerdir. Aterosklerozlu hastalarda Amerikan sağlık kuruları 70 mg/dL altına (ne kadar altına olması gerektiğini belirtmeden) indirilmesini salık verirler. İlaç yoluyla LDL`nin azaltıldığında kalp hastalığı oranının sıfıra ulaşması için LDL`in 50 mg/dL dolayına indirilmesi gerektiği bulunmuştur. Uzun dönemli topluluk çalışmalarında, çocukken 35 mg/dL LDLdüzeyine sahip olan ve ateroskleroza yol açacak beslenme alışkanlıkları olanlar, büyüdüklerinde aterosklerozun ilk aşamasının belirtilerini gösterdiği bulunmuştur. Ancak belirtilen bu araştırmalar LDL  (Zararlı Kolesterol)kolesterolünün kimyasal konsantrasyonuna değindiklerinden bu bulgular yanıltıcı olabilir.

Ölçme yöntemleri

Lipit konsantrasyonları, hastalık sonucu ile ilişkili olduklarından değil, ölçümü kolay ve ucuz oldukları için en yaygınca kullanılan klinik ölçüm yöntemi olmuşlardır. Ancak, daha ayrıntılı ölçümlerin yararlı olduğuna dair bulgular artmaktadır. Özellikle LDL  (Zararlı Kolesterol) tanecik sayısı ve büyüklüğünün, LDL`deki kolesterol konstrasyonuna kıyasla hastalık seyriyle çok daha bağlantılıdırlar. Hatta LDL   (Zararlı Kolesterol)tanecik sayıları göz önüne alındığında, kardiyovasküler sorunlarla ilişkili olan diyabet, obezite, sigara kullanımı gibi başka faktörlerin istatiksel katkıları ortadan kalkar.

HDL (High Density Lipoprotein)

Yüksek yoğunluklu lipoproteinler İngilizce High Density Lipoprotein `in kısaltması olan HDL olarak da bilinirler.  HDL(Faydalı Kolesterol)  , vücuttaki dokulardan karaciğere kolesterol taşıyan bir lipoprotein sınıfıdır. HDL(Faydalı Kolesterol) arterlerde oluşan ateromalardaki kolesterolü alıp vücuttan atılmak üzere karaciğere taşıdığı için bu lipoproteinde bulunan kolesterol “iyi kolesterol” olarak anılır. (Buna karşın ateromalarda kolesterol birikmesine yol açan LDL`deki kolesterol “kötükolesterol” olarak adlanır.) HDL(Faydalı Kolesterol)lipoproteinlerin en küçükleridir. Yüksek oranda protein içermelerinden dolayı yoğundurlar. Başlıca apolipoprotein A-I (apoA-I) ve apoA-II proteinlerini içerirler. Bu lipoproteinler karaciğerde fosfolipidler eşliğinde bileşikler olarak sentezlendiğinde madenî para gibi yassı bir görünümleri olur. Bu yeni oluşmuş tanecikler yakınından geçtikleri hücrelerin membranlarından kolesterol molekülleri absorblayabilirler. Plazmada bulunan Lesitin  kolesterol     Asil Transferaz (İngilizce “LecithinCholesterol Acyl Transferase“, LCAT) adlı enzim bu kolesterolü kolesteril estere dönüştürür. Kolesteril esterler, kolesterolden daha hidrofobik lipitler olduğundan dolayı HDL`in ortasında birikirler ve bu birikmenin sonunda HDL  küresel bir biçim alır. HDL (FaydalıKolesterol)dolaşım sırasında hücrelerde kolesterol absorblamaya devam eder ve büyür. Bu yüzden HDL`nin koruyucu özelliği taşıdığıkolesterol miktarı ile değil, büyük HDL taneciklerinin sayısı ile ilişkilidir. Erkeklerde HDL düzeyleri kadınlardakinden daha düşüktür, ayrıca tanecik sayıları ve içerdikleri kolesterol miktarı da daha azdır. Epidemiyolojik çalışmalarda 60 mg/dL üstünde HDLdüzeyinin kardiyovasküler hastalıklara ( koroner arter hastalığı ve akut inme gibi) karşı koruyucu bir etkisi olduğu görülmüştür. Düşük HDL(Faydalı Kolesterol)düzeylerinin ise (erkeklerde 40 mg/dL altında, kadınlarda 50 mg/dL altında) aterosklerotik hastalıklar için pozitif risk faktörüdür. Her HDL taneciği aynı derecede koruyucu değildir. Kolesterol absorblama kapasitesi daha fazla olan büyük HDL(Faydalı Kolesterol) tanecikleri asıl koruyucudurlar ve bunların miktarı ile toplam HDL(Faydalı Kolesterol) arasında bir bağlantı yoktur. Büyük HDL`nin toplam HDL`ye oranının hesaplanabilmesi için eletroforez veya NMR spektroskopisi teknikleri gerekmektedir.

Kolesterolü Nasıl Düşürürüz?

Millet olarak en çok, kolesterolümüzün yüksekliğinden şikayetçiyiz. Kolesterolü düşük tutmanın yolu ise bilinçli bir diyetten geçiyor. Diyette posalı besinlere bol miktarda yer verilmesi, meyve-sebzenin daha çok tüketilmesi ve kızartmadan uzak durulması öneriliyor. Sağlıklı bir yaşam için kolesterol içeren gıdalardan kullanırken son derece hasa solunmalıdır. Kolesterolün, hayvansal besinlerde ve tüm hücrelerde bulunan mum yapısında yağa benzer bir madde olduğunu belirterek, “Kolesterol hepimizin vücudunda bulunur. Hem vücudumuzda üretilir hem de dışarıdan hayvansal besinlerle alınır. Kolesterolün, vücuda ‘LDL’ olarak bilinen düşük dansiteli lipoproteinler ile taşındığını “LDL, kolesterolden en zengin lipoproteindir ve kötü kolesterol olarak bilinir. Normalde dokulara hücre zarı yapımı için gerekli kolesterolü taşır fakat fazlası damar duvarlarında kolesterol birikmesine neden olur. Bu da kalp hastalıkları riskleri açısından önemlidir. Kolesterol ayrıca, vücudumuzdaHDL olarak bildiğimiz yüksek dansiteli lipoproteinler ile taşınır. Bu, iyi kolesterol olarak bilinir. HDL, dokularda biriken kolesterolü toplayarak parçalanmak üzere karaciğere taşır. Bu sebeple LDL kolesterolün düşürülüp HDLkolesterolünün arttırılması, kolesterol düşürücü diyette hedef alınmaktadır” diye konuştu.

Zeytinyağı Tüketiminde Sınır Yok

Zeytinyağının, kolesterolü düşürdüğü için sınırsız olarak tüketilmesinde sakınca  bulunmuyor..“Günlük alınan enerjinin yüzde 25-30′u yağlardan gelmeli. Bu yağların da yaklaşık yüzde 7-10′u doymuş, yüzde 10′u tekli doymamış, yüzde 10-15′i çoklu doymamış yağ asitlerinden karşılanmalı. Zeytinyağı tekli doymamış yağ asidi olduğu için mutlaka diyette yer verilmeli fakat çoklu doymamış yağ asitlerini unutmamak kaydıyla. Bunun dışında günlük yağ ihtiyacı için zeytinyağı (yerine fındık yağı) ile birlikte mısırözü yağını (veya yerine soya veya ayçiçek yağı) eşit oranda karıştırıp yemeklerde ve salatalarda bu yağ karışımı kullanılmalıdır.Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, kalp sağlığı açısından değerli yağ asitlerine sahip olduğundan beslenmede yer verilmesi gerekir. Ancak, yağlı tohumların yağ içeriğinin yüksek olması nedeniyle fazla miktarlarda tüketilmesi kan kolesterol oranını düşürmüyor. Günlük 6-8 adet fındık veya 2 adet ceviz yeterlidir.<!> Süt ve süt ürünlerinin sağlık açısından, diğer besin gruplarından farklı olarak tüm besin öğelerini içerdiğini hatırlatarak, “Bu sebeple, doymuş yağ oranı yüksek bu besinlere mutlaka günlük beslenmede sınırlı olarak yer verilmeli. Bu besinlerdeki görünmeyen doymuş yağları azaltmak için süt, peynir ve yoğurdu az yağlı veya yağsız olarak tercih edilmelidir. Tavuk ve balığın da kırmızı et gibi hayvansal gıdalar kapsamına girdiğini bu grup besinler belirli miktarlarda kolesterol içeriyorlar. Bu nedenle hiç bir hayvansal besin sınırsız yenilemez. Önemli olan, bu besinlerin yenilme sıklığı ve miktarı. Yağsız kırmızı et haftada 1-2 kez olmak üzere ortalama 100 gr kadar tüketilmede oldukça yararlı olacaktır.

Yumurtanın Kolestrol Üzerindeki Etkisi

Bir büyük yumurtanın 213-220 mg kolesterol içerdiğini Haftada 1-2 kez haşlanmış 1 yumurtanın 1 kibrit kutusu beyaz peynir yerine yenmesi yararlı kabul ediliyor. Yumurta haşlanmış, yağsız tavada omlet veya bol sebzeli menemen şeklinde tercih edilebilir. Dikkat etmeniz gereken, o hafta başka besinlerin içerisinde yumurta almamak gerekir. Kolesterol düşürücü diyet uygulanırken dikkat edilmesi gereken önemli noktayı, posalı besinlerin arttırılması’ gerekmektedir.“Yulaf, arpa, pirinç kabuğunda bulunan posanın karaciğer dekolesterol sentezini engelleyerek kankoleste rolünün düşürülmesinde etkili olduğu kanıtlandı. Posa, kolesterolün vücuttan atılmasına yardımcı olduğu için daha çok tüketmeliyiz” diye konuştu. Meyve, sebze ve salatanın daha çok tüketilmesini, beyaz ekmek yerine kepekli, çavdar veya yulaf ekmeğinin tercih edilmesi gerektiğini bilinmekte fayda vardır. “Kabukları ile yenebilen meyveleri kabuğuyla birlikte tüketmeli, meyve suları yerine meyvenin kendisi yenmeli, pirinç pilavı yerine bulgur pilavını tercih etmeli, aynı zamanda protein içeriği yüksek kuru baklagillere beslenmemizde haftada 2-3 kez yer vermeliyiz. Tatlı tüketmek istediğinizde, ağır hamur tatlıları yerine protein ve kalsiyum içeriği yüksek sütlü tatlıları haftada 1-2 gün tercih edebilirsiniz. Kilo fazlanız varsa sofra şekerini kullanmayıp, içeceklerinizi şekersiz veya tatlandırıcı kullanarak tercih etmelisiniz.

1 Comment

  1. Cemal ÇAYIRLI dedi ki:

    Kolesterol değerlerim çok yüksekti bana tavsiye ettiğiniz Melitoskalbim kolesterol düşürücü çay kullandım gerçekten süper bir şekilde kolesterol değerlerimi kontrol altına almaya başladım.Kolesterol bitkisel olarak düşürmek güzel.En azından zarasız özelikle Melitoskalbim gerçekten kullanımı ve kokusu süper faydası sayılmayacak kadara çok tüşekürler